15 TEMMUZ’UN AVRUPA MEDYASINDAKİ YANSIMALARI[1]
[1] SETA’nın 2017 tarihinde yayınladığı “15 Temmuz Darbe Girişimi ve Batı Medyası” başlıklı raporundan yararlanılmıştır.
Bu yazımızda 15 Temmuz darbe girişiminin Avrupa Medyası’ndaki yansımalarını aktaracağız. Örnek olarak İngiliz medyasından Reuters ve Alman medyasından Der Spıegel’in 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ve ilerleyen günlerde yaptıkları haberler incelenecek ve bu haberlerde süreci ve aktörleri nasıl aktardıkları ve tanımladıkları ortaya koyulacaktır.
REUTERS
1851 yılında Paul Julius Reuter tarafından İngiltere/Londra merkezli kurulan Reuters dünyanın en büyük haber ajanslarından birisidir ve bugün 94 ülke, 200 şehirde faaliyet göstermektedir. Faaliyetleri konusunda bir benzerlik kurmak açısından bizim ülkemizdeki Anadolu Ajansı’na benzetilebilir. Reuters tarafsız habercilik iddiasıyla faaliyet gösteren bir kuruluştur. 2008 yılında Kanada merkezli The Woodbridge Company Ruters’ı satın almıştır. Şu anda Reuters bu holdingin Thomson Reuters şirketi çatısı altında faaliyet göstermektedir.
15 Temmuz’da Reuters
Reuters 15 Temmuz darbe girişiminin başından itibaren süreci takip etmiş ve haberleştirmiştir. Reuters’ın darbe girişimi hakkındaki ilk haberi darbecilerin boğaz köprüsünü kapattığını duyurmasıdır. Girişimin ilk başında olayın çok ciddi ve ordu içinde geniş çaplı bir hareket olduğunu ileten Reuters darbe girişiminin başarılı olacağına yönelik bir algı oluşturmuştur. Reuters sürecin devamında yaptığı haberlerle darbe girişimine yönelik bakış açısını net şekilde ortaya koymuştur. 16 Temmuz sabahı internet sitesinde yayımladığı haberinde “When a self-styled military “Peace Council” tried to topple Turkish President Tayyip Erdogan and his increasingly authoritarian government on Friday night, the rebel generals and colonels seemed to be fighting the last war.”[2] ifadelerini kullanmıştır. Bu ifadede Cumhurbaşkanı Erdoğan baskıcı bir yönetici ve darbeciler ise bu baskıcı yönetime karşı çıkan savaşçılar olarak tanımlanmıştır. Süreç boyunca “otoriter Erdoğan” imajı sürekli öne çıkarılmış ve darbenin bir numaralı sorumlusu Fethullah Gülen “münzevi bir din adamı” olarak tanımlanmıştır. Reuters Türkiye’deki darbe girişimini bir terör örgütünün devlete ve halka yönelik bir saldırısı olarak tanımlamamıştır. Ona göre aslında olan şey ideolojik olarak aynı kökenden gelen ve eski müttefikler olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Fethullah Gülen arasındaki güç mücadelesidir. Reuters 24 Temmuz’da yayınladığı “Turkish president gains upper hand in power struggle” isimli makalede bu iddiasını net bir şekilde ortaya koymuştur.
15 Temmuz’u iki taraf arasında bir güç mücadelesine indirgeyen Reuters darbe girişiminin akamete uğratılmasında en etkili unsur olan Türk halkını “Erdoğan’ın islamcı taraftarları” olarak tanımlamıştır. Bu tanım ile sürecin en büyük mağduru olan Türk halkı ideolojik bir gruba indirgenmiş dahası darbeci askerlere yönelik şiddet uygulayan bir grup olarak resmedilmiştir. Böylece zalim halk, mazlum darbeci askerler algısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Reuters darbecilere yönelik bu mazlum algısını ihraçlar ve tutuklamalar karşısında endişe duyulduğu şeklinde yaptığı haberlerle de devam ettirmiştir.
Reuters darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanacağı anlaşıldıktan sonra yayımladığı haberlerde “Some Turkey analysts say that Erdogan… is using the revolt as a pretext to extend and consolidate his power” ve “Critics of Erdogan fear he is using the abortive coup to wage an indiscriminate crackdown on dissent”[3] gibi ifadeler kullanarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu süreç sonunda gücünü daha da artıracağı ve darbe girişimini muhaliflerini susturmak için bir bahane olarak kullanacağı gibi endişelerini ön plana çıkarmıştır. Bu ifadelerle Türk devleti ve halkının darbecilere karşı verdiği başarılı mücadele göz ardı edilmiştir ve darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması olumsuz bir durummuş gibi ele almıştır.
Özetlemek gerekirse Reuters’e göre bu darbe girişimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın otoriter rejimine karşı yapılmış bir başkaldırıdır ve temelinde Recep Tayyip Erdoğan ile Fethullah Gülen arasındaki bir güç mücadelesidir. Reuters aynı zamanda bu girişimi aktarırken mazlum olan halkı şiddet yanlısı İslamcılar ve zalim olan darbecileri ise otoriter rejime başkaldıran savaşcılar ve asıl mağdurlar olarak göstermiştir. Darbenin başındaki isim Fethullah Gülen’i ise münzevi bir din adamı olarak resmetmiştir. Süreç boyunca Reuters yaptığı haberler ile mazlum ve zalimi yer değiştiren, olayları sadece bir güç mücadelesine indirgeyen bir tavır almıştır. Aktardığı haberler ile darbecilere yönelik pozitif, darbe mağduru devlete ve halka yönelik ise negatif bir algı oluşturarak kendi tarafsız habercilik iddasının aksine hareket etmiştir.
İngiliz medyasının diğer önde gelen kuruluşları Times ve BBC’nin de 15 Temmuz hakkında aktardıkları Reuters ile paralellik göstermiştir. “Otokratik Erdoğan”, “Münzevi Fethullah Gülen” ve “şiddete uğramış mağdur darbeciler” imajları bu kuruluşlar tarafından da yoğun olarak kullanılmıştır. Ve darbenin sorumlusu FETÖ üzerine yoğunlaşan haberler yapılmamıştır.
DER SPIEGEL
Almanya merkezli, haftalık yayın yapan bir siyasi dergidir. Yayın hayatına Ocak 1947’de Almanya/Honnover’de başlamıştır ve kurucusu Rudolf Augstein’dır. Kendisini liberal olarak tanımlayan ve haftalık 16 milyon okuyucuya ulaşan Der Spıegel Avrupa’nın en etkili medya organlarından biridir. Şirket hisselerinin ve karının yarısı şirket çalışanlarına aittir. Diğer yarısı ise kurucu Augstein’ın varisleri ve diğer ortaklara aittir. Yani Der Spıegel resmi değil özel bir dergidir.
15 Temmuz’da Der Spıegel
Darbe girişiminin ilk günlerinde daha çok CNN Türk, NTV ve Anadolu Ajansı gibi Türk medya kuruluşlarından alınan haberleri aktaran Der Spıegel ilerleyen günlerden yayınladığı yazılar ile ana akım Avrupa ve Almanya medyası ile benzer çizgide olayları aktarmıştır. Der Spıegel’in 23 Temmuz tarihli “Erdoğan’ın cevabından korkmak” başlıklı haberinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın totaliter bir lider olduğu iddia edilmiştir. 19 Temmuz tarihli “Der Fluch” (Bela) başlıklı yazıda ise darbe girişiminin arkasında FETÖ olduğunun muğlak olduğu iddia edilmiştir. Tayyip Erdoğan yine totaliter bir lider olarak resmedilmiş ve darbe girişimi sonrasında Türkiye’nin daha baskıcı bir yönetime doğru gideceği iddia edilmiştir. Yine aynı yazıda darbe girişimine direnen halka da yer verilmiş ve tıpkı Reuters gibi Der Spıegel de sokağa çıkanların sadece Erdoğan taraftarları olduğunu ileri sürmüştür. Sokağa çıkan bu kitle ise zalim ve radikal olarak tanımlanmıştır.
Alman basınının diğer medya kuruluşları Berliner Zeitung, ARD, Die Welt gibi gazete ve kanalların da 15 Temmuz darbe girişimine yönelik haberlerinde benzer iddiaların ileri sürüldüğünü ve girişimi benzer bakış açılarıyla yansıttıklarını görmekteyiz. “Otoriter Erdoğan”, “sokağa çıkan İslamcı Erdoğan taraftarları”, “münzevi din adamı Fethullah Gülen”, “darbeci askerlerin şiddet görmesi ve mağdur oldukları”, “Tayyip Erdoğan’ın darbe girişimini tüm muhaliflerini bastırmak için fırsat olarak kullanacağı” ve “önümüzdeki süreçte Türkiye’nin demokrasiden daha da uzaklaşacağı” gibi hep aynı iddialar ve değerlendirmeler ileri sürülmüştür.
Sonuç olarak gerek ana akım İngiliz medyasında gerekse ana akım Alman medyasında olsun 15 Temmuz darbe girişiminin aktarılması noktasında benzer açıklamalar ve yorumlar yapılmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın otokratik bir yönetim anlayışına sahip olduğu sıklıkla tekrarlanan bir iddia olmuştur. Darbenin ana aktörü ve bir numaralı sorumlusu Fethullah Gülen ise sürekli “münzevi din adamı” imajıyla sunulmuş ve darbe ile bağlantısı çoğunlukla muğlak olarak değerlendirilmiştir. Darbenin en büyük mağduru olan ve darbe gecesi sokağa çıkıp direnen Türk halkı “Erdoğan sempatizanı İslamcı, radikal kitleler” olarak lanse edilmiştir. Darbeci askerler ise şiddete uğramış, hukuksuz yere tutuklanmış mağdurlar olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Tüm bu tablodan çıkaracağımız temel sonuç İngiltere ve Almanya örneklerinde incelediğimiz Avrupa medyasının 15 Temmuz darbe girişmini aktarmaları noktasında yanıltıcı ve taraflı bir yaklaşım sergiledikleridir.
ÖMER FARUK ÖZTÜRK
KAYNAKÇA
İsmail Numan Telci, İbrahim Efe, Tuncay Kardaş, İsmail Çağlar, 15 Temmuz Darbe Girişimi ve Batı Medyası, SETA 2017
Paul Taylor, Ece Toksabay, Turkey’s bungled putsch: a strangely 20th century coup, https://www.reuters.com/article/us-turkey-security-coup-analysis-idUSKCN0ZW0V0, Erişim: 28.07.2022
Gareth Jones, Ercan Gurses, Turkey’s Erdogan shuts schools, charities in first state of emergency decree, https://www.reuters.com/article/us-turkey-security-emergency-idUSKCN1030BC, Erişim: 28.07.2022