2022 yılının şubat ayında çıkan Ukrayna-Rusya savaşıyla beraber Avrupa Birliği için enerji güvenliği konusu tekrar gündeme oturmuştur. Enerji konusunda Avrupa Birliği’nin zaman zaman MENA bölgesiyle girişimleri olsa bile çok ciddi somut adımlar atılamamıştır. Mevcut duruma bakacak olursak Rusya’nın mevcut enerji politikası, Avrupa’yı alternatif enerji arayışlarına yöneltmiştir. Nükleer enerji ve yeşil enerji gibi politikaların yanında Kuzey Afrika’dan gelecek enerji bir adım daha ön plana çıkmış gibi duruyor. Bu bağlamda Avrupa’nın enerji sorununda Libya ve İtalya ön plana çıkmaktadır. Libya mevcut rezervleri sayesinde Avrupa’nın Rus gazına olan bağlılığı minimuma indirip kendi enerji ihtiyacını karşılayabilir. İtalya ise bu konuda Doğu Akdeniz’de önemli bir ülke olması, coğrafyası, limanları ve Libya ile olan uzun dönem ilişkileri ile ön plana çıkmaktadır.
Mevcut duruma bakılırsa İtalya, enerji anlamında önemli bir ülke olma hedefi olduğu söylenebilir. Avrupa Birliği içerisinde farklı görüşlere sahip olması, 2008 krizinin etkilerini hala yaşaması, 2020 COVID salgınında çok büyük sağlık sorunları yaşaması, Ukrayna-Rusya savaşıyla birliğin önemli lokomotif ülkeler olan Almanya ve Fransa’nın pasif kalması, Doğu Akdeniz’de Fransa’nın agresif hareketler sergilemesi sebebiyle İtalya’nın gerek Avrupa Birliği gerek Afrika açılımında yeni bir role bürünmek istediği söylenebilir. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda İtalya’nın enerji üzerinden hareket ettiği ve bunun için Afrika ülkeleriyle enerji anlaşmaları yapması İtalya’nın enerjide öncül bir ülke olma üzerine çalıştığı söylenebilir. Öte yandan İtalya Başbakanı Meloni, Avrupa’nın enerji ticaretinin Akdeniz’e kayacağını ve İtalya’nın enerji köprüsü olacağını belirtmiştir. Bu sözlerini desteklercesine Başbakan Meloni, 28 Ocak 2023’te Libya’yı ziyaret etmiştir ve Libya Ulusal Birlik Hükümeti’yle hidrokarbon anlaşması imzalanmıştır. İtalya’yı temsilen enerji şirketi ENI ve Libya Ulusal Petrol Kurumu NOC arasında 8 Milyar Euroluk bir enerji sözleşmesi imzalanmıştır.
İtalya’nın politikalarına bakacak olursak, AB ile Afrika arasında bir enerji köprüsü kurmayı, Avrupa Birliği içerisinde siyasi boşluktan faydalanarak siyasi gücünü arttırmaya çalıştığı söylenebilir.
Genel olarak Avrupa Birliğini ele alacak olursak Libya’da sağlanacak olan siyasi bir istikrarın enerji bağlamında birliğin oldukça işine yarayacaktır. 2020 yılında Libya’da tekrardan iç savaşın çıkmasıyla beraber Hafter’e bağlı milisler, Libya petrolüne uyguladığı blokaj ile petrol üretimi günlük 1,3 milyondan 800 bin varile gerilemiştir. Hafter ile UMH arasındaki savaş esnasında petrol üretiminin azalması ve Rus petrolüne uygulanan ambargonun Avrupa’ya hiçbir katkısı yoktur. Aynı zamanda da bölgede paralı birlik Wagner’in de bulunması, Rusya’nın ülkedeki petrol üretimine bir şekilde müdahale etme şansı vermektedir ve bu hem Libya hem de Avrupa için enerji konusunda bir soruna dönüşebilir.
Bunun gibi olaylar sebebiyle Avrupa’nın enerji krizi karşısında daha somut adımlar atması gerekmektedir. Bu bilgilerden hareketle Avrupa’nın Libya’ya ciddi yatırımlar yapması beklenebilir.
Yazan: Muhammed Mücahid Aytekin
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Divan Araştırma ve Eğitim Derneği’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.