SİBERPUNK’IN OLUŞUMU VE ETKİSİNİN YANSIMALARI

Siberpunk (Cyberpunk) Tanım ve İçeriği Hakkında  

 

 Kelimenin ortaya çıkışı Bethke’nin ‘sibernetik’ ve ‘punk’ kelimelerini birleştirmesi ile meydana gelmiştir. Özü cyberpunk olan ve Türkçeye ‘siberpunk’ olarak çevrilen kelimenin ‘cyber (siber)’ kısmı teknoloji manasını taşırken, parçası olduğu kelimedeki bilim kurgu bağlantısını da ifade etmektedir. Punk ise, ‘’kültüre ait kahramanların ve onların uyumsuz, dışlanmış, anti-kahraman, suçlu ancak vizyoner oluşlarını’’ tanımlar (Webtekno).

Alice Ivey ise siberpunk’tan, ‘’insan ve makine arasındaki çizginin bulanıklaştığı, ileri teknolojiye sahip distopik bir geleceği araştıran bir bilimkurgu alt türü’’ olarak bahsediyor.

‘Yüksek teknoloji düşük yaşam’ sloganıyla tabir edilen ‘siberpunk’ kavramı, aslında bilim kurgu evreninde var olmayan bir gerçekliği tanımlamaktadır. Bilim ve teknolojinin oldukça ilerlemesine karşın, toplumun büyük kesiminin bu teknolojiden ve olanaklarından yararlanamayarak yoksul ya da sefalet içinde yaşadığı bir distopya idealize eder. Bu düzende insanların az bir kısmı üst düzey teknolojiden üst düzey imkanlarla yararlanırken, çoğunluk ise yüksek teknoloji çemberinin dışında kalmaktadır. Bu dışarıda kalan kesim ise, teknolojiden tümüyle kopuk olmamakla hatta sokak hayatında ve bunca sefaletin içinde bile yaşamlarının en büyük parçası yine teknolojik ürünler olmakta fakat üst düzey yararlanıcılar kadar kapsamlı imkanlara değil, daha ilkel teknolojik imkanlara sahiptirler. Bahsedilen toplum, bugünün aksine radikal bir değişimi yansıtmakta ve yaşam kalitesinin düşmüş olduğunu tasvir etmektedir. İleri teknolojinin toplumu ele geçirerek sınıflara ayırdığından söz edilmektedir. Bu yüksek teknoloji ve düşük yaşam tasvirinde baskıcı hükümetler ve güçlü şirketler kişilerin yaşamını aşırı derecede etkilemekte ve kontrol dahi etmektedir. Umut YAKAR’ın Webtekno’da yazmış olduğu yazısında siberpunkı ‘’distopik bir gelecekte gelişmiş bilim ve teknoloji ile inşa edilmiş kentler arasında geçen hikayelere sahip bir bilim kurgu alt türüdür. Cyberpunk dünyasında bir yanda güçlü teknoloji şirketleri ve onların parayla satın alabildikleri her şeydiğer yanda ise her türlü illegal işlerin yapıldığı, karanlık bir dünya vardır. Elbette, bu dünyanın çatısını kirli siyasiler oluşturur.’’ Şeklindeki tanımı da destekler niteliktedir.

Siberpunk, aynı zamanda teknolojinin mahremiyet ve özgürlüğümüz üzerindeki etkisine değinmektedir. Hükümetler ve şirketler gibi diğer kuruluşların, gözetleme teknolojisinin yükselmesi ve veri madenciliğinin de bu otoriteler tarafından kullanılması toplumlarda kaygı uyandırmaktadır.

 

Ayrıca yapay zekanın da gün geçtikçe etkisini artırmasıyla insan ile makine arasındaki ilişkinin ne boyuta evrileceği de akıllarda soru işaretleri bırakmaktadır. Teknolojinin etik kriterleri dikkate almadan ilerleyişinin tehlike arz ettiğini yine siberpunk geleceği hatırlatmaktadır. Bunlara örnek olarak yeni nesil kulaklık ve telefonlarımızdan soru sorduğumuz takdirde cevap alabildiğimiz yapay zekanın yükselişinin en güncel örneklerinden dijital asistan Siri’yi gösterebiliriz. Bunlar aynı zamanda insan ile sanal dünya arasındaki etkileşimi de artırmaktadırlar.

 

Siberpunk, bizlere teknolojinin geleceği noktasında uyarıcı bir nitelik taşımaktadır. Bunu hikayeler ve filmlerde tasvir edilen gelecek hikayelerinde de görmekteyiz. İnsanlığı teknolojinin geleceği konusunda dikkatli olmaya ve kimin kontrolünde bir ilerlemenin olması gerektiğine dikkat konusunda uyaran bir sosyal yorum olarak da adlandırılmaktadır. Geçmişten günümüze siberpunk, etkisini artırmaya devam etmekte ve her yeni teknolojide gerek görünüm olarak gerekse de fikir olarak kendini hissettirmekten de öte artık göstermektedir.

 

Tarihçesi ve Oluşumu

Bilim kurgunun bir alt türü olarak hayatlara giren siberpunk, bugün aynı zamanda kendi alt kültürünü oluşturmuş bir kavramdır. Sanal gerçeklik, bilgisayar korsanlığı, yapay zeka ve teknolojinin insanları nasıl etkilediği bu türün üzerinde durduğu başlıklardır. Bu bağlamlar çerçevesinde siberpunk kavramının ortak temalarına baktığımızda; ileri teknoloji, distopik dünya, sınıf ayrımı, bilgisayar korsanlığı ve asil kahramanlar, neon ışıklı şehir manzaraları, benzersiz stil, etiğin araştırılması görülmektedir.

Yapay zeka veya sibernetik gibi ilerici (fütüristik) teknolojinin araçları ile toplum arasında bağ kurarak sosyolojik bir olgu olarak ‘toplumsal çöküş ve toplumsal çürüme’ kavramlarının gelecekteki dışa vurumunu tahayyül eder. ..Türün temelini Yeni Dalga bilim kurgu; yani Philip K. DickMichael MoorcockRoger Zelazny, John Brunner, J. G. Ballard, Philip José Farmer ve Harlan Ellison gibi yazarların 1960’lar ve 1970’lerde uyuşturucu kültürü, cinsel devrim ve teknolojinin etkisini inceledikleri ama ütopik bilim kurgudan kaçındıkları akım atmıştır’’.

Siberpunk, toplumdaki ötekileştirilmiş kesimleri de konu almakla birlikte bu duruma eleştiri getirmektedir. Bu sebeple siberpunk temalı hikayelerde dışlanmış ya da asi karakterlerin onları bastırmaya çalışan sisteme karşı savaşan karakterler olduğu görülmektedir.

Siberpunk terimi ilk kez 1983 yılında Amerikalı yazar Bruce Bethke tarafından yazılan, terimin aynen ismini taşıyan kısa bir öyküyle literatüre girmiştir. 1977’de yayın hayatına başlayan Yargıç Dredd çizgi romanı, siberpunk temasını ele alan ilk kaynaklardan biridir.

 

        William Gibson’ın Neuromancer (1984) romanı da siberpunk’ın mihenk taşlarındandır. Roman, insan ile teknoloji arasındaki çizginin puslu bir gelecek tasvirini yaparken, bilgisayar korsanlığını konu edinmektedir. Gibson, punk kültürü ve erken hacker kültüründen etkilenmiştir ve ayrıca bu türün babası olarak tanınmaktadır. Gibson, “Anti-kahramanlar için bir yer açmak istedim’’ ifadesiyle siberpunk yaratım ve yazımına yönelik görüşünü ve akıma yönelik idealize ettiği kahraman ekolünü tanımlamıştır. Ayrıca Gibson’ın Sıfırı Say (1986) ve Mona Lisa Overdrive (1988) adlı aynı türde iki eseri daha bulunmaktadır.

 

Bruce Sterling Schismatrix (1985) adlı bilim kurgu kitabında kısa öykülerden derleme yapılmıştır.  Gazeteci Anna Valkova bu kitap için ‘siberpunk’ın incili’ olarak kabul edildiğinden söz etmektedir. Bir siberpunk romanında var olması gereken bütün temaları karşıladığını ‘insan vücudunun teknik olarak geliştirilmesi,  gelecekteki hiyerarşik toplumun savaşları’ ile açıklamaktadır.

Kim Stanley Robinson’un “Geleceğin Bakanlığı” (2020)           yakın gelecek romanında, çevre sorunlarıyla mücadelede teknolojinin etkin gücüne odaklanarak iyimser bir görüş sunmaktadır.

Bunların yanı sıra,  Neal Stephenson’ın “Snow Crash” (1992) adlı eseri, Philip K. Dick’in Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi? (1968) romanı, “Repo Virtual”, Corey J. White (2020), Rudy Rucker’ın Hacker ve Karıncalar (1994)’ı, Tsutomu Nihei’nin 1197-2003 yılları arasında yayınlanan Suçlamak (Blame!) manga serisi de öne çıkan eserlerdendir.

 “Yakar” yazısında, siberpunk’ın giderek yayılmasını ve her yerde karşımıza çıkarak bilinirliğinin artmasını, William Gibson’un bu ifadelerinin gerçek hayatta karşılığını buluyor olmasıyla ilişkilendirmiştir. Bu durumun bilgisizlik kaynaklı olmadığını ‘’cyberpunk eserlerinde buharlı sistemle çalışan bir bilgisayariçinde kağnıların çalıştığı bir uzay aracı, ameliyatta kullanılan farklı bir kesim aleti, kahve makinesini çalıştıran bir yayın sistemi gibi son derece sıra dışı ancak dahi insanların üretimi olduğu belli olan icatlarda’’ görmemizi, basit eşyalarla yüksek teknoloji üreten insanlar üzerinden anlatılmasına bağlamıştır.

Edebiyatta gördüğümüz siberpunk’ın Amerikan kültüründeki bu yer edinmesi, ABD’nin karmaşık kültüründe uyumsuz ve asi tiplemelerin varlığıyla açıklanabilmektedir. Yani toplumun gerçekliğini siberpunk karakterleri değil, siberpunk’ın gerçekliğini Amerikan kültürü oluşturmuştur. Bu kavramın asıl çıkış noktası burasıdır. Hatta bazı yazarların alt kültüre ait hissetmemek için siberpunk yazarı olarak anılmak istemediği de yazılanlar arasındadır.

Bu bağlamda transhümanizm kavramı ve siberpunk, eserlerde işlenen ana arka plan ve felsefi bir zemine sahiptir. İnsan vücudu sınırlarını teknolojik ilerlemeyle geliştirilebileceğine, yani insan doğasının ötesine geçilerek insan ömrünün uzaması veya herhangi biyolojik bir değişimi kapsayan icada inanan bu hareket, felsefenin yanında sosyal bir bağa da sahiptir. Bu bağlamda düşünen yazarlar Ghost in the ShellCowboy BebopTerminatörWestworld ve Person of Interest, gibi eserlerde teknolojik ilerlemenin toplumdaki etkilerini tahayyül ederek yazmıştır.

Philip K. Dick’in Android’ler Elektrikli Koyun Düşler mi? (1968) adlı romanı, Ridley Scott tarafından yapımı üstlenilerek (1982) Blade Runner ismiyle siberpunk türündeki ilk filmlerden olmuştur. Film, 2019 yılının distopik unsurlar barındıran Los Angeles’ında haydut replikaların peşinde olan bir polisi konu edinmektedir. Filmdeki hakim karalık tema, insan doğasının keşfi, güçlü şirket tasviri bu türün özelliklerini taşıdığını göstermektedir.

Ayrıca bir türün ‘siberpunk’ olup olmadığı edebiyat ve sinema dünyasında tartışmalara yol açmıştır. Siberpunk’ın bütünüyle başkaldırısını yansıtmayan eserler, yalnızca ‘aykırı olmaları’ ölçütüyle bu tanıma dahil edilmemektedir. Buna en kuvvetli örneklerden Terminatör ve The Matrix film serileri gösteriliyor. Bu filmler yalnızca “siberpunk ögesi taşıyor” sınıfına dahil edilmektedir.

Bu görüşün yanı sıra The Matrix sahip olduğu makineler tarafından köleleştirilen insanlar ve bir simülasyon içinde geçen kurgu özellikleriyle, siberpunk temasına ait görülmektedir.

2011 yılında yayın hayatına başlayan Black Mirror dizisi, modern toplumdaki bireylerin yeni teknolojilerle birlikte günümüz siyaset, medya ve sanat ilişkilerini eleştirel bir bakışla yorumlamaktadır. Dizi genel olarak distopik bir gelecek tasviri yapmakta, ilerlemenin insanlar üzerindeki tehlikelerinden söz etmektedir.

  

Günümüzde Siberpunk

Günümüzde dijital platformun ve gündelik hayatın bir diğer vazgeçilmezi oyunlar da güncel gelişmelerden payını almakta hatta yerine göre bizzat şekillendirici olabilmektedir. Dijitalde yer alan video oyunları da kontrolden çıkan teknolojinin etkilediği distopik toplumları konu almaktadır. Bu oyunlardan 2000 yıllarında piyasaya sürülen Deus Ex, sosyal eşitsizlik ve kontrolsüz teknolojiye odaklanmaktadır. Cyberpunk 2077 oyunu da bu yeni alt kültürünün ürünlerinden biridir. Oyuncular karakterlerini özelleştirirken yüksek teknolojili aletlerle donanımlı bir dünyanın içindedirler. Observer – The Year is 2084, Blade Runner, Invisible Inc., System Shock , Shadowrun  diğer aynı temalı oyunlardan bazılarıdır.

Bir diğer cyberpunk etkisini sanatın da değdiği müzikte görmekteyiz. Cyberpunk temalı müzikler genellikle oyun ve film arka planları için oluşturulurken, yine bu türe özgü sırf müzik için yapılan elektro müzik ve rock müzikteki seslerini de duymaktayız.

 

KAYNAKLAR

https://www.isnadsistemi.org/guide/isnad1/isnad-dipnotlu/isnad-dipnotlu-atif-sistemi/web-sayfalarinin-kaynak-gosterimi/

Wikipedia. ‘’Siberpunk’’. Erişim: 03.05.2024. https://tr.wikipedia.org/wiki/Siberpunk

Webtekno. ‘’ Cyberpunk Kültürü Nedir, Nasıl Ortaya Çıktı? Cyberpunk Temalı Film, Dizi ve Oyunlara Yakından Bakıyoruz’’. Erişim: 03.05.2024 https://www.webtekno.com/cyberpunk-nedir-siberpunk-filmler-diziler-oyunlar-h101733.html

https://cointelegraph.com/news/what-is-cyberpunk-a-beginner-s-guide-to-the-sci-fi-genre

“Siberpunk.” Merriam-Webster.com Sözlüğü , Merriam-Webster, https://www.merriam-webster.com/dictionary/cyberpunk. Erişim tarihi: 27 Haziran 2024.

https://www.bookspotz.com/the-dystopian-future-of-cyberpunk-technology/#:~:text=Cyberpunk%20technology%20refers%20to%20a,manipulate%20the%20lives%20of%20individuals.

https://universemagazine.com/en/the-cyberpunk-universe-5-books-worth-reading/

https://www.quora.com/What-are-some-good-books-in-the-cyberpunk-genre

https://tr.wikipedia.org/wiki/Black_Mirror

https://medium.com/@dessislava96/the-rise-of-cyberpunk-a-glimpse-into-the-future-of-technology-and-society-

 

 

 

YAZAN: İKLİMA SÜMER