BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ 29. TARAFLAR KONFERANSI (COP29) DEĞERLENDİRME RAPORU

Lütfiye SARI[1]

GİRİŞ

İklim değişikliği, antropojenik faaliyetlerin bir sonucu olarak, küresel ekosistemlerin dengesini tehdit eden en önemli çevresel sorunlardan biri haline gelmiştir. Atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarının artışı, küresel sıcaklıkların yükselmesine, deniz seviyelerinin yükselmesine ve ekstrem hava olaylarının sıklığının artmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) kapsamında düzenlenen Taraflar Konferansı (COP) toplantıları, uluslararası iklim politikalarının belirlenmesinde kritik bir rol oynamaktadır.

11-22 Kasım 2024 tarihleri arasında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleştirilen COP29, iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi ve Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşılması açısından önemli bir platform sunmuştur. Bu rapor, COP29’un yapısını, müzakerelerin içeriğini, Türkiye’nin konferanstaki rolünü ve uluslararası düzeyde alınan kararların etkilerini detaylı bir şekilde analiz etmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, konferansın eksikliklerini ve eleştirilerini ele alarak gelecekteki COP toplantıları için politika önerileri sunacaktır.

Konferansın Yapısı ve Katılım Profili

COP29, önceki konferanslardan devraldığı standart organizasyonel yapıyı koruyarak, etkinliği daha işlevsel ve tematik hale getirecek şekilde yeniden şekillendirilmiştir. Konferans, Mavi Bölge ve Yeşil Bölge olarak iki ana alana ayrılmıştır:

Mavi Bölge

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) yetkisi altında yürütülen resmi müzakerelerin, uluslararası anlaşmaların ve politika tartışmalarının yapıldığı alandır. Bu bölgeye yalnızca akredite delegasyon üyeleri, diplomatlar, uluslararası kuruluşlar, uzmanlar ve resmi gözlemciler erişim sağlayabilmiştir. Mavi Bölge, iklim politikalarının şekillendirilmesi açısından kritik bir alan olarak, ülkeler arasında mutabakat sağlama ve ortak taahhütlerin belirlenmesinde bir merkez işlevi görmüştür. Paris Anlaşması’nın 6. maddesi kapsamındaki müzakereler ve iklim finansmanına yönelik tartışmalar, bu bölgede yoğunlaşmıştır.

Yeşil Bölge

Sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, gençlik liderleri, özel sektör temsilcileri ve medya mensupları için tasarlanmış olan bu alan, daha geniş bir katılımcı kitlesinin iklim değişikliği tartışmalarına katkıda bulunmasına olanak sağlamıştır. Yeşil Bölge’de düzenlenen sergiler, yan etkinlikler ve paneller, kamuoyu farkındalığını artırmak ve yerel çözümlerin küresel düzeyde nasıl yankı bulabileceğini göstermek açısından büyük önem taşımıştır.

COP29, sadece bu iki bölgeyle sınırlı kalmamış, aynı zamanda dijital etkinliklere de geniş bir yer vermiştir. Çevrimiçi oturumlar, hibrit katılım olanakları ve sanal sergiler, fiziksel olarak Bakü’de bulunamayan katılımcılar için konferansın erişilebilirliğini artırmıştır. Bu sayede, COP29’a fiziksel katılımın yanı sıra dijital yollarla da 20.000’den fazla kişi bağlanmıştır.

Katılım Profili

COP29, toplamda 196 ülke delegasyonunu ve 76.000 fiziksel katılımcıyı ağırlamıştır. Bu sayı, konferansı COP28’den sonra en yüksek katılımlı ikinci COP toplantısı yapmıştır.

Ev sahibi Azerbaycan, 2.250 delege ile konferansa en fazla katılım sağlayan ülke olmuştur. Bu durum, Azerbaycan’ın yalnızca ev sahibi rolüyle sınırlı kalmayıp, iklim politikalarında daha aktif bir rol oynamaya yönelik kararlılığını göstermektedir.

Türkiye, 1.862 delege ile üçüncü sırada yer almış ve bölgedeki en önemli aktörlerden biri olarak dikkat çekmiştir. Türkiye’nin ulusal ekseninde yenilenebilir enerji, sıfır atık projeleri ve karbon ticaretine dair yenilikçi çözümler sunulmuştur.

Brezilya, 1.914 delege ile ikinci sırada yer almış ve 2025’te düzenlenecek olan COP30’a ev sahipliği yapacak olmasının etkisiyle zirveye güçlü bir katılım göstermiştir.

Jeopolitik Etkiler ve Tartışmalar

COP29, çeşitli jeopolitik gelişmelerin gölgesinde gerçekleşmiştir. Rusya-Ukrayna savaşı, enerji krizleri ve fosil yakıtların geleceğine dair farklı yaklaşımlar, müzakerelerin arka planını oluşturmuştur. Özellikle, enerji kaynakları açısından zengin bir ülke olan Azerbaycan’ın ev sahibi rolü, bu tartışmaların yoğunlaşmasına neden olmuştur. Azerbaycan, fosil yakıt ihracatından elde ettiği gelirin ekonomisindeki ağırlığını göz önünde bulundurarak, enerji geçişinde daha kademeli bir yaklaşım benimsemiştir. COP29’un bir diğer dikkat çekici yönü, dijital katılım olanaklarının artırılması olmuştur. Konferans, hibrit bir modelle organize edilerek, dünyanın dört bir yanından daha fazla katılımcının müzakerelere erişim sağlamasına olanak tanımıştır. UNFCCC’nin resmi dijital platformu üzerinden yayınlanan oturumlar, sosyal medya aracılığıyla 15 milyonun üzerinde izleyiciye ulaşmıştır. Dijital katılım, özellikle gençlik gruplarının konferansın bir parçası olmasını sağlamış ve uluslararası farkındalığı artırmıştır.

İklim Finansmanı

COP29’un ana gündem maddelerinden biri, iklim finansmanı olmuştur. Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede finansal kaynakların sağlanması, bu süreçlerin başarısı için kritik öneme sahiptir. Gelişmiş ülkeler, yıllık 300 milyar dolarlık bir finansman sağlama taahhüdü ile iklim değişikliği ile mücadeleye katkı sunmayı hedeflemişlerdir. Ancak, bu hedef gelişmekte olan ülkelerin taleplerinin altında kalmıştır. Küresel Güney ülkeleri, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine karşı koyabilmek ve bu süreçten en az zararla çıkabilmek için toplamda 1,3 trilyon dolarlık bir finansman talep etmiştir[2]. Bu talep, gelişmekte olan ülkelerin artan ekonomik, altyapı ve iklim uyum ihtiyaçlarını karşılayabilmek için gereken kaynakları temsil etmektedir.

Gelişmiş ülkelerin bu hedefi kabul etmeleri, gelişmekte olan ülkelerin iklim krizine karşı daha dirençli hale gelmesi için büyük bir fırsat sunabilir. Ancak, bu miktarın ne zaman ve nasıl sağlanacağına dair birçok belirsizlik ve endişe vardır. Bu, finansmanın etkin bir şekilde kullanılabilmesi için doğru yönlendirme, şeffaflık ve izleme mekanizmalarının kurulmasını zorunlu kılmaktadır.

Fosil Yakıtların Azaltılması ve Enerji Geçişi

COP29’da tartışılan bir diğer kritik başlık, fosil yakıtların kademeli olarak terk edilmesi ve yenilenebilir enerjiye geçiş olmuştur. Küresel iklim değişikliğiyle mücadelede fosil yakıtların payının azaltılması, daha düşük karbon emisyonları ve sürdürülebilir bir enerji geleceği için temel bir adımdır. Bu bağlamda, Azerbaycan, enerji güvenliği gerekçesiyle fosil yakıtların hızlı terk edilmesi yerine daha dengeli bir geçiş stratejisi önermiştir. Petrol ve doğal gaz üreticisi bir ülke olarak Azerbaycan, enerji arzı ve güvenliği konusunda şüphelerini dile getirmiş ve bu geçişin aşamalı olmasının gerektiğini vurgulamıştır.

Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji karışımındaki payını 2035 yılına kadar %50 seviyesine çıkarmayı hedeflemektedir. Bu hedef doğrultusunda, güneş ve rüzgâr enerjisi alanlarında yeni yatırımlar yapılması planlanmıştır. Türkiye’nin bu hedefe ulaşması için özellikle güneş enerjisi kapasitesinin artırılması ve rüzgâr enerjisinin daha verimli kullanılmasına yönelik projeler ön plana çıkmaktadır. Ayrıca, Akkuyu Nükleer Santrali gibi projeler de Türkiye’nin enerji geçişinde önemli bir adım olarak görülmektedir. Nükleer enerji, düşük karbon salınımına sahip olması ve sürdürülebilir enerji üretimi açısından Türkiye’nin enerji arz güvenliğine önemli katkı sağlamaktadır. Ancak, nükleer enerjiye dair güvenlik ve çevresel kaygılar, bu geçiş sürecinde çözülmesi gereken kritik meseleler arasında yer almaktadır.

Adaptasyon ve Dayanıklılık

COP29, iklim değişikliğine uyum sağlama ve dayanıklılık artırıcı projeler konusunda önemli girişimlere sahne olmuştur. Kıyı şehirleri ve küçük ada devletleri için dayanıklılık programları başlatılmış; iklim değişikliğinin etkilerinden en fazla etkilenen bölgeler için altyapı yatırımları ve iklim adaptasyon stratejileri önerilmiştir. Bu tür projeler, iklim değişikliğinin etkilerine karşı toplumların daha dirençli hale gelmesine yardımcı olmayı amaçlamaktadır.

Türkiye, iklim değişikliğine uyum sağlama ve dayanıklılığı artırma adına sıfır atık politikaları ve yeşil şehircilik uygulamaları gibi stratejilerle katkı sağlamayı hedeflemektedir. Türkiye’nin şehirlerinde sürdürülebilir kalkınma ve çevresel etkiyi azaltmaya yönelik girişimler, şehirlerdeki altyapı projelerinin iklim dostu hale getirilmesi ve karbon emisyonlarının azaltılması gibi hedefleri kapsamaktadır. Yeşil binalar ve enerji verimliliği projeleri, bu hedeflerin hayata geçirilmesine katkı sağlayacak adımlar arasında yer almaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin iklim değişikliğine uyum sağlama politikaları, yerel düzeyde de etkili çözümler üretmeyi amaçlamaktadır.

Türkiye’nin COP29’daki Rolü ve Taahhütleri

Türkiye, COP29’da iklim değişikliği ile mücadele konusundaki taahhütlerini ve stratejilerini yeniden vurgulamış ve küresel iklim politikalarına katkı sağlama kararlılığını ortaya koymuştur.

Net Sıfır Emisyon Hedefi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin “2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi”ni COP29’da bir kez daha vurgulamıştır. Bu hedef, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadeledeki kararlılığını simgeler ve uzun vadede sera gazı emisyonlarını azaltmayı amaçlar. Yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması da bu hedef doğrultusunda önemli bir adım olarak öne çıkmaktadır. Türkiye, yenilenebilir enerji üretim kapasitesinde Avrupa’da beşinci, dünyada ise 11. sırada yer almayı başarmıştır. Bu sıralamalar, Türkiye’nin güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi ve jeotermal enerji gibi kaynaklardaki yatırımlarını artırarak enerji karışımındaki karbon ayak izini düşürmeye yönelik önemli bir aşama kaydettiğini göstermektedir.

Sektörel İklim Politikaları

Türkiye, enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların payını artırmayı hedeflemekte ve bu hedefi destekleyen stratejiler geliştirmektedir. Bu kapsamda, özellikle güneş, rüzgâr ve biyokütle enerjisi gibi yenilikçi teknolojilere yatırımların artırılması planlanmaktadır. Ayrıca, enerji verimliliği projeleriyle, enerji kullanımının optimize edilmesi ve karbon salınımının azaltılması hedeflenmektedir. Türkiye, bu projeleri hızla devreye alarak enerji sektöründe büyük bir dönüşüm gerçekleştirmeyi planlamaktadır.

Türkiye’nin sanayi sektöründe karbon emisyonlarının azaltılması hedefi, özellikle endüstriyel süreçlerin daha verimli hale getirilmesi ve enerji tüketiminin azaltılmasını amaçlamaktadır. Yeşil sanayi uygulamalarına yatırım yaparak, emisyonları düşürmeye yönelik teknolojilere geçiş yapmayı hedeflemektedir. Bu süreçte, daha temiz üretim teknikleri, atık yönetimi ve enerji verimliliği ön planda tutulmaktadır. Ayrıca, karbon ayak izini düşüren üretim süreçleri ve sıfır atık politikaları, sanayide sürdürülebilirliğin sağlanmasına yardımcı olacaktır.

Türkiye, atık yönetimi konusunda ciddi bir dönüşüm süreci geçirmektedir. %70 geri dönüşüm hedefi ile Türkiye, atıkların tekrar ekonomiye kazandırılmasını ve çevreye zararlı etkilerinin azaltılmasını hedeflemektedir. Bu hedef, yalnızca atıkların geri dönüştürülmesi değil, aynı zamanda atıkların azaltılması ve yeniden kullanılabilir malzemelerin üretim süreçlerine entegre edilmesi anlamına gelmektedir. Ayrıca, Türkiye, yeşil ekonomi anlayışıyla, sıfır atık politikalarını da teşvik etmektedir.

Türkiye’nin COP29’daki taahhütleri, iklim değişikliğiyle mücadelede aktif bir rol üstlenmeye yönelik kararlı bir duruş sergilemektedir. Her sektördeki dönüşüm adımları, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefine ulaşmasını sağlayacak temel stratejiler olarak belirlenmiş ve bu hedef doğrultusunda ulusal ve uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Sonuç

COP29, küresel dayanışmayı güçlendirme adına bir fırsat sunmuş ancak bu fırsatın etkili bir şekilde değerlendirilmesi için daha kararlı ve somut adımlara ihtiyaç vardır. Hem gelişmiş ülkeler hem de gelişmekte olan ülkeler, iklim değişikliği ile mücadelede sorumluluklarını yerine getirmek ve sürdürülebilir bir geleceği inşa etmek için ortak hareket etmelidir. Türkiye, küresel iklim politikasında daha fazla söz sahibi olmak ve 2053 net sıfır emisyon hedefini gerçekleştirmek için daha fazla çaba sarf etmelidir.

 

Kaynakça

  1. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC). (2025). COP29 ve Küresel İklim Politikaları Üzerine Resmi Raporlar ve Belgeler. Erişim adresi: https://unfccc.int/cop29
  2. Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN). (2025). Sustainable Development Report 2025: TrackingProgressandAchievements. Erişim adresi: https://www.sdsn.org/sustainable-development-report
  3. UN Environment Programme (UNEP). (2025). EmissionsGap Report 2025: Challenges in ClosingtheEmissionsGapand Global Climate Action. Erişim adresi: https://www.unep.org/emissions-gap-report
  4. World ResourcesInstitute (WRI). (2025). The Global Landscape of Climate Finance: Trends, Gaps, andFutureDirections. Erişim adresi: https://www.wri.org/publication/global-landscape-climate-finance
  5. Climate Finance LeadershipInitiative (CFLI). (2024). FinancingtheClimateTransition: LeveragingCapitalforSustainability. Erişim adresi: https://cfliglobal.org/
  6. International EnergyAgency (IEA). (2025). Global EnergyReview 2025: TheShiftTowardRenewableEnergyandDecarbonization. Erişim adresi: https://www.iea.org/reports/global-energy-review-2025
  7. (2025). The Role of PublicPolicies in ScalingGreen Finance forClimateMitigationand Adaptation. Erişim adresi: https://www.oecd.org/greengrowth/
  8. TheGreenClimateFund (GCF). (2025). GreenClimateFund’s Role in FinancingClimate Action and Adaptation in DevelopingCountries. Erişim adresi: https://www.greenclimate.fund/
  9. International MonetaryFund (IMF). (2024). FinancingtheClimateTransition: Global StrategiesandEconomicImpacts. Erişim adresi: https://www.imf.org/en/Topics/climatechange
  10. Institutefor Advanced SustainabilityStudies (IASS). (2025). NavigatingtheTransition: ClimatePolicyand Finance in EmergingEconomies. Erişim adresi: https://www.iass-potsdam.de/en
  11. International Institutefor Environment and Development (IIED). (2024). Innovative Financial MechanismsforClimateChangeMitigationand Adaptation. Erişim adresi:https://www.iied.org/
  12. International RenewableEnergyAgency (IRENA). (2025). RenewableEnergyandthe Role of Green Finance: Global InvestmentsandFinancingStrategies. Erişim adresi: https://www.irena.org
  13. United Nations Development Programme (UNDP). (2025). FinancingSustainable Development: PolicyOptionsforAchievingtheSDGs. Erişim adresi: https://www.undp.org
  14. İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası. (2024).Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29) Raporu. Erişim adresi: https://ito.org.tr/tr/duyurular/detay/birlesmis-milletler-iklim-degisikligi-cerceve-sozlesmesi-29-taraflar-konferansi-cop29-raporu
  15. World MeteorologicalOrganization. (2024). COP29 içi 2024 İklim Durumu Güncellemesi. Erişim adresi: https://wmo-int.translate.goog/publication-series/state-of-climate-2024-update-cop29
  16. Global Compact Network Türkiye. (2024). UN Global Compact Türkiye COP29 Değerlendirmesi. Erişim adresi: https://www.globalcompactturkiye.org/un-global-compact-turkiye-cop29-degerlendirmesi
  17. TSKB Ekonomik Araştırmalar. (2024). Görüntü Var Ses Yok: COP29’dan Kalanlar. Erişim adresi: https://www.tskb.com.tr/uploads/file/sesvargoruntuyok-cop29dankalanlar.pdf

YAZAN: LÜTFİYE SARI