Bu belgesel, günümüzde klavyenin bir silaha dönüşmesi gibi durumları ele alarak siber güvenliğin ne kadar hayati derecede önemli olduğunu vurguluyor. NATO’nun 2016 yılında Varşova Zirvesi’nde hava, kara ve denizden sonra siber alanı dördüncü savaş mekânı olarak tanımlaması; devletlerarası dijital saldırılar, ev ve ofislerdeki akıllı eşyaların hedef alınması ve hackerlerin dijital dünyadaki güvenlik açıklarını kullanarak para kazanması gibi sonuçlara dikkat çekiyor. Bu belgesel, insanlara farkındalık yaratmak ve en basit durumda bile dikkatli olmaları gerektiğini anlatmayı amaçlıyor.
Gerçek zamanlı siber tehdit haritaları durumun ne kadar vahim olduğunu bizlere göstermekle birlikte siber tehdidi oluşturmak için sadece ağ bağlantısı ve bilgisayara ihtiyaç duyulması siber suça olan ilgiyi arttırmaktadır. Örneğin, bir web sitesi için kullanılan bir mail hesabı çalınarak o mail hesabı ile girdiğiniz tüm uygulamalar ele geçirilebilir ve adınıza işlemler yapılabilir. Böylesi bir tehdit her an her şeye karşı şüphe ile yaklaşmamıza neden olmaktadır. Ücretsiz olarak kullandığımız birçok site ve uygulama; hesabımız üzerinden tüm verilere erişerek “bizler için” ciddi maddi kayıplar yaratabilir. İnternetin bize sunmuş olduğu kolaylıkların yanında bu gibi sonuçlar bizlere her an bir siber saldırıya maruz kalabileceğimizi hatırlatmaktadır.
Belgeselde hackerlerin üç kategoriye ayrıldığından bahsedilmekte ve bunlar şöyle sıralanmaktadır: siyah, beyaz ve gri şapkalı hackerlar. Siyah şapkalı hackerlar insanlara ve şirketlere zarar veren hackerlar olarak adlandırılırken beyaz şapkalı hackerlar ise şirketleri ve insanları bu zararlardan koruyan siber güvenlik uzmanlarından oluşuyor. Gri şapkalı hackerlar da siber güvenlik uzmanı olup bazen illegal işler yapan kişileri nitelemektedir. Bu işe yeni başlamış bir gencin yaptığı saldırılar onun için eğlence amacı taşırken devlet ve toplum için ciddi riskler barındırabilir.
Ulusal Siber Güvenlik Akademisi’ne göre Türkiye’de en çok karşılaşılan siber saldırı çeşitleri; fidye yazılımları, olta saldırıları, kredi kartı dolandırıcılıkları, Ddos saldırıları ve mobil tehditlerden oluşmaktadır. Dünyada ise İran’ın nükleer çalışmalarını ele geçirmek ve durdurmak için birçok yazılımın kötü amaçla kullanıldığı örneği verilebilir. Ya da hastahanelere sızan hackerlar hastaların ilaç dozlarının düzenlemelerinin takibini zorlaştırabilir ve birçok hastanın ölümüne sebep olabilir.
Bu gibi tehdit barındırabilecek her duruma karşı teyakkuzda olmalı, güvenmediğimiz sitelere girmemeli, yeni savaş alanı olabilecek siber dünyayı iyice anlamalıyız. Aksi takdirde birçok sorun bireysel, toplumsal ve devletler arası kriz olarak karşımıza çıkabilir.
Kaynakça: Maskelerin Ardında Siber Savaş Belgeseli, https://youtu.be/cH3uyxrqZz4?si=DOJoa9Wj-k4_IXjb
YAZAN: İREM KESKİN